Nevşehir' inTarihi
Nevşehir bölgesi tarih içerisinde çeşitli devlet, toplum ve önemli kişilerin adlarıyla anılan dönemler yaşamıştır. Kapadokya Bölgesi'nin tarihi M.Ö. 3000'lerde yaşamış Asur ticaret kolonileri ve Hititlere kadar gitmektedir. Kapadokya Bölgesi'ni üç ana dönemde incelemek mümkündür. Birinci dönem paleolitik, neolitik ve antik dönemlerdir. İkinci dönem Roma ve Bizans dönemleri ve son dönem Türk dönemidir.
Kapadokya’nın sınırları çağlar boyu değişmiştir. Med, Pers, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde farklı sınırlara sahip olmuştur. Perslerin satraplık, Romalıların eyalet düzenlemelerinde değişik iller Kapadokya sınırları içinde gösterilmiştir. Augustus zamanında Antik Dönem yazarlarından Strabon, Kapadokya Bölgesi’nin sınırlarını güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölge olarak belirtir (6*). Klasik antik yazarların bir çoğu Doğu Karadeniz’i Pontus Kapadokyası (Pontus Cappadocia); bugünkü Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri illerinin kapsadığı bölgeyiyse –bazen de komşu Amasya, Tokat, Sivas, Malatya, Kahramanmaraş illerini de dahil ederek– Büyük Kapadokya olarak adlandırmışlardır (5*). Ayrıca Güney-doğu Meliten, Güney-batıda Likaonya ve İzoriya, Kuzeyde Pont bölgeleri Kapadokya içine giriyorlardı. (27*)
Nevşehir’ in isminin ilk dönemlerde “Nyssa” olduğu ileri sürülmektedir. Ancak Nyssa’ nın yerinin bugünkü Nevşehir’e mi noksa Nar’ a mı tekabül ettiği tam bilinmemektedir. Bölgenin Osmanlı idaresine girmesinden sonra şehrin yerinde Muşkara adlı bir köyün mevcudiyetinden söz edilmektedir.(32*) İlinin en eski yerleşim yeri Gülşehir ilçesi Civelek Mağarası‟nda görülür. Yapılan kazılar sonucunda Eski Tunç Çağı‟na (M.Ö. 3000–2000) ve Asur Ticaret Kolonileri Çağı‟na (M.Ö.2000– 1750) ait eserler ele geçmiştir. Nevşehir civarında bulunan çok sayıdaki höyüklerde özellikle Eski Tunç Çağı‟na ait kalıntılar tespit edilmiştir. (4*)
NEVŞEHİR KRONOLOJİSİ
M.Ö. 3000-1750 Asur Ticaret Kolonileri ve Hititler Dönemi
M.Ö. 1750-1400 Hitit Krallık Dönemi
M.Ö. 1400-1200 Hitit İmparatorluk Dönemi
M.Ö. 1200-1100 Ege ve Kuzey Kavimlerinin Kapadokya'ya Gelişi
M.Ö. 1100-950 Frigyalılar
M.Ö. 800 Hitit Tabal Krallığı'nm Bölgede Tekrar Canlanışı
M.Ö. 950-585 Kimmer-İskit Akınları ve Lidyalılar'ın Egemenliği
M.Ö. 585-334 Pers Egemenliği
M.Ö. 334-335 Makedonya Komutanlığı
334-M.S.17 Kapadokya Krallığı Dönemi
17-395 Roma İmparatorluğu Dönemi
395 Doğu Roma (Bizans) Devleti
1072 Türk Boylarının Yerleşmeye Başlaması
1086-1175 Danişmendliler Dönemi
1175 Anadolu Selçukluları Dönemi
1243 Moğol Hakimiyeti
1318 Anadolu Selçuklu Devleti'nin Son Bulması
1318 İlhanlı Valisi Timurtaş'ın ve Eratna Bey'in Yönetimi
1340 Bağımsız Eratna Beyliği
1365 Karamanoğulları Beyliği
1381 Kadı Burhanettin Yönetimi
1398 Karamanoğulları'nın Bölgeyi Geri Alması
1398-1402 Osmanlı Egemenliği
1402 Timur'un Bölgeyi Karamanoğulları'na Geri Vermesi
1436 Sultan II. Murat'ın Nevşehir ve Kayseri'yi Karamanoğlulan'ndan geri alması
1466 Kapadokya'nın Kesin Olarak Osmanlı Topraklarına Katılması
1867 Nevşehir Livasının Kazaya Dönüştürülerek Niğde'ye Bağlanması
1902 Nevşehir'in Ankara Sancağına Bağlanması
1954 Nevşehir'in İl Olması
Nevşehir' de paleolitik döneme ilişkin izlere pek az rastlanmakla birlikte, bugüne kadar elde edilen veriler bu izlerin erken paleolitik dönemden çok, son paleolitik döneme ait olduğunu göstermektedir. Paleolitik dönemden sonra volkan patlamalarının uzun süre insan yerleşimine müsaade etmediği sanılmaktadır. Bu dönem Neolitik döneme kadar devam eder. Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalarda neolitik dönemden başlayan bir çok yerleşme tesbit edilmiştir. Örneğin Ürgüp yakınlarında (Avla Tepesi) neolitik döneme ait taş aletler bulunmuştur. Acemhöyük kazılarında M.Ö. 6.- 7. yüzyıla ait izlere, Hitit ve Bronz çağa ait eserlere rastlanmıştır. Kapadokya'da ilk yerleşim izleri oldukça eski tarihlere uzanır. İnsanlığın avcılık ve toplayıcılıkla geçindiği döneme ait izlere rastlanmamasında volkanik patlamaların yanısıra, Kapadokya'nın yaşayan doğasının sonucu, mekanların bir sonra gelenler tarafından genişletilip tekrar yerleşime sahne olmasıyla izlerin silinmesinden kaynaklanmaktadır. Sulucakaracahöyük, Topaklı Höyük gibi alanlarda yapılan arkeolojik çalışmalar Hititler'den Bizans dönemine kadar geçen süre içinde bölgede çeşitli kültürlerin (Hitit, Frig, Roma, Geç Roma) yaşadığını göstermektedir. Bu döneme ait izler ancak topluluklar tarafından kullanılan eşyalarda görülebilir.
Neolitik şehri Çatalhöyük'te Kapadokya'nın tarihi başlar. M.Ö. 5000-4000 arasında Kapadokya'da küçük krallıklar yaşamıştır. Kapadokya'nın bilinen ilk halkları, Luviler ve Hititler'dir. Bölgede M.Ö. 2500 sonlarında Asurlular ticaret kolonileri kurmuşlardır. Anadolu'nun gerçek yazılı tarihini anlatan en eski belgeler Asur ticaret kolonilerinden kalmış olan Kapadokya tabletleridir (2*) Kapadokya Tabloları isimli). Kapadokya'nın "güzel at yetiştirilen ülke- güzel atlar ülkesi" anlamına gelen adı da Asurlular'ın mirasıdır. Asurlular'ın Katpatuta adını verdiği bölge Persler döneminde Kapadokya adını almıştır.
Anadolu yarımadasının bugün için bilinen en eski adı “Hatti Ülkesi” idi. İlk defa Mezopotamya kaynaklarında, Akad Sülalesi döneminde (M.Ö. 2350-2150) kullanılan bu adlandırma, M.Ö. VII. Yüzyıl Asur yıllıklarında görüldüğü üzere M.Ö. 630 tarihlerine değin süregelmiştir. Bu ad o denli yerleşmiştiki M.Ö. 2000 tarihlerinden itibaren Anadolu’ yu istila etmeye başlayan Hind-Avrupalı “Hitit” ler bile yeni yurtlarından bahsederken Hatti ülkesi deyimini kullanmaya başlamışlar ve bu yüzden Hattuşa (Boğazköy) tabletlerini ilk okuyan filologlar hep bu tabire rastladıkları için bambaşka yeni bir dil kullanan bu kavmede Hatti adını takdılar. Oysa sonradan aynı tabletlerden öğrenildiğine göre söz konusu Hind-Avrupalı halk kendisini Nesice konuşan Nesi’ ler olarak anıyordu.(25*)
Erken Bronz Çağı sonlarında (M.Ö. 3200-1650) bölgenin -özellikle Avanos ve Kültepe'nin- önemli bir ticaret merkezi olduğunu Asur'lu tüccarlardan kalan pişmiş topraktan yapılmış ticaret mektuplarından öğrenmekteyiz. Asurlu tüccarların mektuplarında Kızılırmak yayı içinde kalan bu bölgeden Hitit ülkesi olarak söz edilmektedir. Asur ticaret kolonilerinin dönemi, M.Ö. 1850-1800 yılları arasında sona ermiştir.
M.Ö. II. binin başlarında Avrupa‟dan Kafkaslar üzerinden gelerek Kapadokya Bölgesi‟ne yerleşen Hititler, daha sonra yerli halkla kaynaşarak imparatorluk kurmuşlardır. Dilleri Hind-Avrupa dil grubundandır (4*).
Kapadokya, Tunç çağının sonlarında Hitit İmparatorluğu'nun yükselme çağında (1750'lerde) Kral Şubbiluliyuma tarafından fethedilerek, Hititler'in "Aşağı Memleket" sınırlarına dahil olmuş, yaklaşık 500 yıl Hititler'in elinde kalmıştır.
Yerleşik hayata geçişle birlikte, yerleşim birimleri arasında temel ihtiyaçların karşılanması için ticaret ve benzeri ilişkiler doğmuş, temel ihtiyaç maddelerini üreten birimler önemli merkezler haline gelmişlerdir. Asurlular, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde Karum adı verilen ticaret merkezleri kurmuşlardır. Bunların en önemlisi Kapadokya sınırlarında yer alan Kültepe Karumudur (Kayseri). Kültepe civarındaki Mazaka şehri (Kayseri) ticaret bakımından Kaneş'in yerine geçmiştir.
Karumlardan daha küçük pazaryerleri ise Wabartum olarak adlandırılmıştır. Nevşehir civarında sayısız wabartumlar tespit edilmiş ancak bu yerleşim yerlerinde yazılı belge bulunamadığından yerleşimlerin wabartum adları bilinememektedir.(4*)
O yıllarda, İpek Yolu üzerinde önemli bir ticaret bölgesi haline geldi ve böylece tarih ve kültüründe iz bırakan farklı felsefelerin ve dinlerin buluşma noktası ve birleştiği bir nokta oldu. (2*)
Dünya kültür mirasını simgeleyen Kapadokya tarih boyunca Doğu ve Batı’yı birleştiren bir köprü oldu. Antik tarihte ünlü Kilikya Geçidi’yle Tarsus’u Aksaray (Garsaura) ve Ankara’ya (Ankyra) bağlayan yolla Konya’yı (Ikonion, İconium) Kayseri’ye (Mazaka, Eusebia, Kaisareia, Kesaria) bağlayan yol Kapadokya’da kesişiyordu (5).
Mezopotamyalı Asurlarla Hititler arasında ticari ilişkiler gelişmiş olmakla birlikte, Asurlular'ın dil üzerinde bir etkisi yoktur. Bu bize, Asurlularla Hititler'in birbirine karışmadığını gösterir.