Kaynaklar :
Saniye Cingi - Türkan Ulutaş ile 24 Mayıs 2003 tarihinde Ankara’da Ercan Dansuk tarafından yapılan mülakattan alınmıştır.
Kervser Ongur- Hüseyin Ongur ile 1999 yılında Ercan Dansuk tarafından yapılan mülakattan alınmıştır.
Halim Sabri Güner “Nar’ın Tarihçesi” 15 Ekim 1959 (Daktilo yazması) Haydar Cengiz : “Nar Köyüne Ait Bir Araştırma” Türk Folklor Araştırma Dergisi Ocak 1965 No 136 ss-3694-3697
(Not : Haydar Cengiz makalesindeki bilgileri Halim Sabri Güner’in çalışmasından aynen kaynak belirtmeden kullanmıştır.)
http://www.nar.bel.tr/viewpage.php?page_id=17
Kişinin artık öleceğine kannat getirilince eve hoca gelir o kişinin yakınları gelir. Kuran okunur, ağzına su verilirdi. Ölüm olduğu akşam evde Kuran tekrar okunurdu. Cenaze yemeği ve o evin bir hafta yemeğini komşular ve akrabalar yapardı. Ölenin eşyaları yıkanır ve dağıtılırdı. Ölüm gecesi fakire fukaraya mum yada gaz dağıtılırdı. Cenaze çıkan odada sabaha kadar ışık yakılırdı. Eskiden ölünün başında ve mezarda ağıt yakma adeti vardı. Bunun için ağıtçı başı gelirdi. Bunlardan birisi Bektaşın Kiraz Aba’dır.
Nar’da bugün hala yaşayan adetlerden biri ölü evini ziyarettir. Bu ziyaret her yerde olduğu gibi ölü evinin acılarına ortak olmak ve kederlerini nisbeten dağıtarak gönüllerini almaktır. Ölü evinden bir erkek taziyeleri kabul eder. Kur’an bittikten sonra evi temsil eden kimeye teker teker tekrar başsağlığı dilenir.
Ayrıca bayramlarda, köyün ihtiyarları heyetler halinde vefattan sonraki ilk bayramı olan ölü evlerini ziyaret ederler. Tekrardan taziyelerini dile getirirler. Bu taziye ziyaretine “ilk bayram” denir.