Selçuklular,
Anadolu yarımadası için Bizans’ ın karşısında mücadele eden Araplar ve İranlıların yerini zamanla Türkler almış ve 1071 de Malazgirt de yapılan Bizans Selçuklu savaşında Türkler kesin bir zafer kazanarak Anadolu’ yu kendilerine vatan kılacak alt yapıyı hazırlamaya başlamışlardır.
Anadolu’ daki Selçuklu istilası ile bundan önce yapılan islam istilaları ve akınları arasındaki başlıca fark, Ortadoğu’ da İslamlığı Hristiyanlıktan ayıran hemen hemen asırlarca devam eden bir mücadele hattı olup, “Sugur” ve “Avasım” adını taşıyan ve Tarsus’ tan başlayarak Toroslar ve Antitoroslar boyunca Erzurum’ a kadar uzanan hududun bu defa güney ucundan veya ortasından değil, hemen hemen münhasıran kuzey ucundan zorlaması ve aşılmasıdır ki, nehirlerin akış istikametlerinin teşkil ettiği tabii kolaylıklardan yalnız Selçuklular değil, İslamdan önce Anadolu’ yu edenlerde bundan istifadeetmişler ve Anadolu’ ya buradan girmişlerdir. Selçuklu istilasını kolaylaştıran amillerden biri de istila arifesinde Ermani Prensliklerinin Bizans tarafından ortadan kaldırılmasıdır. Böylece Selçuklular kademeli bir mukavemet ile karşılaşmayıp doğrudan Bizans ile temasa geçmişlerdir.(42*)
Fetihlerde bulunmak amacıyla Anadolu’ ya geçen Kutalmışoğlu Süleyman Konya ve havalisini Rum hakimlerinden aldıktan sonra yoluna devamla 1075 de İznik’ i fethedip kendilerine payitaht yaptı. Selçuk’ un küçük torunun Süleyman bu yeni devleti kurmakla hem Anadolu’ ya göçmüş Türkmenleri birleştirdi, hem de göçebe Oğuzların daha büyük kitleler halinde bu ülkeye gelmelerine imkan verdi.(43*)
Süleyman şah 1081 yılında Bizansla yaptığı antlaşma ile Anadolu‟da egemenliğini fiilen olduğu gibi hukuken de kabul ettirmiş, sultanlığını ilan ederek kudretli bir devlete sahip olduğunu ortaya koyup Büyük Selçuklu Devleti ile olan sembolik bağlılığını sona erdirmiştir.
330 yıl süren Selçuklu hakimiyetinden önce Kapadokya bir süre (1086-1175) Danişmendliler'in yönetiminde kalmıştır.
Danişmend’ liler 1071-1178 yılları arasında Sivas, Malatya, Kayseri, Tokat, Amasya ve civarında hüküm süren bir Türkmen hanedanıdır. Hanedanın kurucusu olan Danişmend Gazi’ nin menşei ve yaşadığı devir, tarihçiler arasında hala tartışma konusudur. Orta çağın en güvenilir tarihçilerinden İbnu’l-Esir ise Danişmend’ in asıl adının Taylu olduğunu, Türkmenlere öğretmenlik yaptığını vezamanla hükümdarlığa kadar yükseldiğini söyler.(44*)
Danişmendliler'in Selçuklular'la birlikte hareket ettiği Haçlı Seferleri sırasında Kapadokya büyük zarara uğramıştır.
Sultan Melikşah'ın ölümünden sonra Büyük Selçuklu Devleti'nde taht kavgaları baş göstermiştir. Sultan Sencer'in 1157'de ölümüyle Büyük Selçuklu Devleti dağılmış, şehzadeler bulundukları bölgelerde bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Ancak Büyük Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra en uzun süre ayakta kalan kolu, XIV. yüzyıla kadar devam eden Anadolu Selçuklu Devleti 'dir.
Anadolu Selçuklu Devleti‟nin kuruluşu Süleyman şah Antakya‟ya düzenlediği ilk sefer sırasında Ebul Gazi‟yi (Hasan Bey ki Hasandağı bu zatın ismi ile anılır.) Kapadokya‟ya vali tayin eder.
Nevşehir Anadolu Selçukluları Dönemi‟nde doğu-batı istikametinde birer menzillik mesafede yapılmış kervansaraylarla ve bunlar arasındaki güzergahı izleyen ticaret yolu üzerinde küçük bir yerleşim yeri idi. Bu yol batıda Ege kıyıları, Doğuda Orta Asya Türk Dünyası ve Çin‟e, Mezopotamya‟ya yönelen çok işlek, canlı bir ticari hayata sahip, kültür köprüsü görevi de gören önemli bir yoldur. Özellikle I. Alaaddin Keykubat Döneminde (1217-1230) bu yol üzerinde kervansaraylarla çok zengin yükler taşınarak doğu- batı, kuzey- güney istikametinde iç ve dış ticaret canlılık kazanmış, Anadolu Selçukluları en parlak dönemlerini yaşamıştır. Bu dönem ve sonrasında yapılan şifahaneler, aşevleri, yollar, köprüler, kaleler ve külliyelerle Anadolu bayındır hale gelmiştir. (4*).
Kapadokya'nın özellikle Nevşehir'e yakın kesimleri, Anadolu Selçukluları döneminde Doğu ile Batı arasında ticari ve kültürel bir köprü vazifesi görmüştür. Bu bölge, Çay Hanı, Horozlu Han, Zazadın Han, Sultan Hanı, Ağzıkara Han, Tepesidelik Han, Alay Hanı ve Sarıhan gibi birer menzillik mesafedeki kervansarayların sıralandığı ticaret yolu üzerindedir. Bu ticaret yolu, Ege'yi Orta Asya, Çin ve Mezopotamya'ya bağlayan bir yol olmuştur.
I. Alaeddin Keykubat ile en parlak dönemini yaşayan Anadolu Selçukluları bu dönemden sonra taht kavgaları ve toprak kayıpları nedeniyle dağılmıştır. Kapadokya içindeki mağaralar, anlaşmazlıklarda sultanların sığınma yerleri olarak kullanılmıştır.
Anadolu Selçuklu Sultanı II. Keykavus ile IV. Rüknettin Kılıçarslan‟ın birlikte saltanat sürdükleri dönemde anlaşmazlığa düşünce IV. Rüknettin Kılıçarslan Ürgüp‟e sığınmıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ Savaşında İlhanlılara mağlup olduktan sonra fiili idare Moğollara geçmiş ve Sultanın yanında Moğol valileri tarafından yönetilmeye başlanmıştır.
Bu süreçte Orta Anadolu’ da Moğol baskısı artmış ve Türkmenlerde Batı Anadolu’ da yoğunlaşmaya başlamışlardır. Moğol hakimiyeti altında Selçuklu devleti yıkılır ve Orta Anadolu İlhanlılar idaresinde ezilirken uçlar ve dağlar tamamiyle Türkmenlerin eline geçmiş bulunuyordu.(43*)
II. Mesut son Anadolu Selçuklu Sultanı olarak Kayseri‟de 1308‟de ölünce Moğollar sembolik de olsa Selçuklu tahtına kimseyi oturtmadılar. Anadolu‟yu merkezden gönderdikleri valilerle yönetmeyi sürdürdüler. Bu idari yetersizlik sonucunda Anadolu‟nun çeşitli yerlerinde beylikler ortaya çıktı. Osmanlılar, Karamanlılar, Menteşeoğulları, Germiyanoğulları gibi. Türkiye tarihinde Anadolu Türk Beylikleri Dönemi başladı. (4*).
Bu beylikler Anadolu’ nun fethini ve Türkleşmesini tamamlarken telif ve tercüme suretiyle Türk yazı ve edebiyat dili ile birlikte Türk kültürünede çok hizmet vermişlerdir.(43*)